-
1 hane halkı
Hausgemeinschaft f, Haushalt m -
2 hane
1) домhane halkı — домоча́дцы, дома́шние
hanesi misafirden boş kalmaz — его́ дом всегда́ по́лон госте́й
2) отделе́ние, се́кция, яче́йка3) шахм. кле́тка -
3 household
ev halki, hane halki -
4 halk
halk ağzı Volksmund m;halk cumhuriyeti Volksrepublik f;halk deyimiyle im Volksmund;halk müziği Volksmusik f;halktan bir adam ein Mann aus dem Volke;hane halkı Haushaltsmitglieder n/pl;Halk Eğitim Merkezi Volksbildungszentrum n -
5 Haushalt
Haushalt <-(e) s, -e> ['haʊshalt] m1) ( Hausgemeinschaft) hane, ev halkı;ein \Haushalt mit fünf Personen beş kişilik bir hane;jdm den \Haushalt führen biri için ev yönetmek, birinin ev işlerine bakmak;einen \Haushalt gründen ev bark düzmek, yuva kurmak;einen \Haushalt auflösen yuvasını bozmak;im \Haushalt helfen evde yardım etmek2) ( Familie) ev, aile;die privaten \Haushalte hane halkları -
6 house
n. ev, konut, mesken, ev halkı, yurt, sinema salonu, gösteri, meclis, şirket, hane————————v. ev sağlamak, eve yerleştirmek, barındırmak, evde oturmak* * *ev* * *1. plural - houses; noun1) (a building in which people, especially a single family, live: Houses have been built on the outskirts of the town for the workers in the new industrial estate.) ev, konut, mesken2) (a place or building used for a particular purpose: a hen-house; a public house.) bir şey binası, ambar, depo3) (a theatre, or the audience in a theatre: There was a full house for the first night of the play.) tiyatro binası; (tiyatroda) seyirci, (konserde) izleyici4) (a family, usually important or noble, including its ancestors and descendants: the house of David.) aile; hanedan2. verb1) (to provide with a house, accommodation or shelter: All these people will have to be housed; The animals are housed in the barn.) kalacak yer sağlamak, iskân etmek2) (to store or keep somewhere: The electric generator is housed in the garage.) tutmak, koymak•- housing- housing benefit
- house agent
- house arrest
- houseboat
- housebreaker
- housebreaking
- house-fly
- household
- householder
- household word
- housekeeper
- housekeeping
- houseman
- housetrain
- house-warming 3. adjectivea house-warming party.) güle güle otur- housework
- like a house on fire
См. также в других словарях:
hane — is., Far. ḫāne 1) Ev, konut 2) Ev halkı Oğlan iyiydi; becerikli, yumuşak huyluydu ama hanesi kalabalıktı. N. Cumalı 3) Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, göz Dama tahtasında altmış dört hane vardır. 4) mat. Basamak 5) müz. Klasik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hazan — il, kabile, bir hane halkı; nihayet, mevsim i meyve, mahsulatın yaprak dökecek Zeman … Çağatay Osmanlı Sözlük
ev — is. 1) Yalnız bir ailenin oturabileceği biçimde yapılmış yapı 2) Bir kimsenin veya ailenin içinde yaşadığı yer, konut, hane Ana oğul, yeni kiraladıkları eve bir pazar günü taşındılar. N. Cumalı 3) mec. Aile Evine bağlı bir adam. 4) esk. Soy,… … Çağatay Osmanlı Sözlük